Dijital oyunlar, artık çocukların da yetişkinlerinde gündelik hayatlarında önemli bir yer kaplıyor. Yüklenilip oynanabilen akıllı cihazlar sayesinde ise, istenilen her an oyun oynayabilmek artık mümkün. Çocukların karşısına gerek arkadaşları aracılığı ile gerek reklamlar aracılığıyla birçok oyun çıkıyor. Oyunlar birçok kategoriye ayrılıyor.
Bu kategorilere bakacak olursak;
olarak sıralamak mümkündür.
Oyunların içeriklerindeki esas tehlike ise şiddet unsurların başlangıçta çocuğa korkunç gelirken ilerleyen dönemlerde bu oyun içi şiddet unsurlarının kişiye normal gelmesidir. Oyuncular oyun esnasında karşılaştıkları oyun karakterlerini şiddet unsurları kullanarak öldürmeleri oyuncuda bir kişiye zarar vermeyi normal bir durum haline getirebiliyor.
Özellikle çocuklarda karşılaşılan bir süre sonra oyundaki gibi gerçek yaşamda da kendisini vuran kişiye karşılık olarak kaba kuvvet kullanmaya başlayabiliyor. Karşısındakine zarar verebilecek türde bıçak, silah gibi araçlar kullanmaya ve bunları da normal bir davranış olarak görmeye başlıyor. Sonuçta da durumla orantısız öfkeli davranışlar ya da sorun çözme biçimi olarak saldırgan yaklaşımlar ortaya çıkabiliyor. Öte yandan ergenliğe kadar ölüm gibi soyut kavramların bir çocuk tarafından tam olarak içselleştirilememesi, anlaşılamaması söz konusudur. Oyunda ölen ama tekrar hemen dirilen karakterler de kafa karışıklığını artırabiliyor ve çocuğun olası bir şiddet davranışının gerçek sonuçlarını ön görememesiyle sonuçlanabiliyor.
Sonuç olarak video oyunlarının çocuklar tarafından günde yaklaşık 1 saat kullanılmasında herhangi bir sakınca görülmüyor, çünkü mevcut bilgilere göre ılımlı oyun oynamanın psikososyal gelişim için olumlu sonuçları olduğu biliniyor. Özellikle küçük çocuklar tek başlarına oynamaması, ebeveynleri ile oyunlar hakkında konuşabilmesi önem arz ediyor. Ebeveynlerin her yaştan çocuğuyla oyunların içeriği hakkında ama hepsinden önemlisi kiminle oynandığı hakkında konuşmaları önemli bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Bu durumlara dikkat edildikten sonra ise her yaş için diğer sosyal ve akademik faaliyetlere yeterli zaman ayılmak ve katılım sağlamak dengeyi koruma konusunda özellikle çocuklarda önem arz ediyor.