Dijital oyunlarda kullanılan sanal gerçeklik cihazları pahalı olması sebebiyle olması gereken ilgiyi görememektedir. Ayrıca sanal gerçeklik cihazlarının anlık kullanışa uygun olamaması da gereken ilgiyi görmemesine sebep olmaktadır. Sanal gerçeklik gözlüklerinin kullanım alanları dijital oyunlarla sınırlı değildir. Sanal gerçeklik teknikleri, e-öğrenme, sağlık, otomotiv uygulamaları ve oyun gibi alanlarda benimsenmiştir. Sanal gerçeklik teknolojileri yazılım ve donanım gelirinin artarak devam edeceği görülmektedir. (superdata). Bu bilgilere bakarak sanal gerçeklik kazancının son yıllarda azımsanamayacak duruma geldiği görülmektedir. Sosyal medyada ise gelişim son hızıyla devam etmektedir. Facebook, Google gibi şirketler daha ucuza mal edecekleri çeşitli ürünler üzerinde çalışmaktadır. Böylece kullanıcılar daha kolay cihazlara ulaşabileceklerdir. Sanal gerçeklik cihazları her ne kadar hayatı eğlenceli bir hale getirse de uzun süre kullanımda çeşitli sağlık sorunlarına sebep olduğu görülmektedir. Bu sağlık sorunlarının başında bazı kullanıcılarda baş dönmesi, mide bulantısı ve bedensel yorgunluk gibi etkiler gelmektedir.
İlk kez 1962 yılında Morton Heilig tarafından öne sürülen sanal gerçeklik fikri; görme, işitme, koklama ve dokunma duyularımıza hitap eden Sensorama adında bir makine ile somutlaştırıldı. Akabinde konuyla ilgili çalışmalara ağırlık verildi ve yeni gelişmeler yaşandı. Günümüzde kullanılan sanal gerçeklik ürünlerinin ilk örneği ise 1968 yılında Amerikalı bilgisayar mühendisi Ivan Sutherland ve öğrencisi Bob Sproull tarafından geliştirilmiştir. 21 Temmuz 1995 yılına gelindiğinde ise oyun ve eğlence sektörünün iki devi Nintendo ve Sega, 3 boyutlu görüntü sağlayabilen ilk oyun konsolu Virtual Boy’u piyasaya sürdü. Uzmanlar, tüm bu gelişmelerin sanal gerçeklik sektörü için kilometre taşları olduğunu vurgulamaktadır. Teknoloji şirketlerinin büyük beklentiler ile yatırımlar yaptığı sanal gerçeklik, beklenenin üzerine çıkamasa da her yıl istikrarlı bir biçimde büyümeye devam etmektedir. IDC’nin açıkladığı rapora göre 2021 yılında 30 milyar doların üzerine çıkacak sanal gerçeklik pazarında büyük teknoloji firmalarının kıyasıya mücadele edeceği düşünülmektedir. 2016 yılında pazar büyüklüğü 1,8 milyar dolar olan sanal gerçeklik piyasası, 5 yıl içerisinde 15 kat büyüyerek yoluna devam etmektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde 5G teknolojisine geçiş ile birlikte sanal gerçeklik sektörünün çok daha fazla gelişeceği ve yeni bir boyut kazanacağı öngörülmektedir.
Sanal gerçekliğin gelişimiyle birlikte ofis kültürünün zaman içerisinde yok olacağını belirten uzmanlar, iş yapma biçimlerinin ve sektörlerin büyük bir değişim yaşayacağının da altını çizmektedir. Özellikle ortak katılımlı ortamlar sayesinde kişilerin sanal gerçeklik ürünleriyle etkileşim kurması sonucunda zaman ve mekândan tasarrufun ön plana çıkacağı ve iş süreçlerinin hızlanacağı öngörülüyor. 5G altyapısının kullanılmaya başlanmasının ardından sanal gerçeklik sektörü ile birlikte iş dünyası ve özellikle dijital oyun sektörü yeni bir entegrasyon sürecine girecek ve önü açılmış olacak.
